İşini kaybettikten sonra hayatına yeni bir yön vermeye karar veren orta yaşlı bir adamın hikayesini izlemekteyiz. Kendi ayakları üzerinde durabilme ve yaşamını sürdürebilme konusundaki tutkusu ve kararlılığı, seyirciye adeta bir yaşam dersi niteliğinde. Hayatta ne kadar iniş ve çıkışlar yaşarsak yaşayalım, asla pes etmemek gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor bize.
Adam, kendini yeniden icat etmek üzere üniversiteye dönmeye karar verir. Ancak burada beklenmedik zorluklar da onu beklemektedir. İlk olarak, o çok sevdiği gençlik yıllarını anımsatan bir ortamda, şimdi ise yaş farkı nedeniyle kendisini biraz yabancı hisseder. Ayrıca, teknolojik değişimler ve yeni eğitim sistemleri karşısında küçük da olsa bir çaresizlik yaşar.
Yine de, bunların hiçbiri onun hedefinden vazgeçmesine engel olmaz. Üniversite hayatının ona sunduğu zorluklarla başa çıkmayı öğrenir, kendini geliştirir ve hayatta gerçekten ne istediğini keşfeder.
Bu film, never-give-up temalı bir dramı olarak, sadece orta yaşlı izleyicilere değil gençler için de bir ilham kaynağı oluyor. Aynı zamanda, hayatta her zaman bir çıkış yolu bulmanın mümkün olduğunu ve asla pes etmemenin önemini vurguluyor. Kendine yeni bir yol belirlemek ve başarılı olmak için hiçbir zaman geç olmadığını bizlere hatırlatıyor.
Kısacası, eğer karşınıza çıkan zorluklarla baş etmek konusunda biraz motivasyona ihtiyacınız varsa, bu film tam size göre. Çünkü bu adamın hikayesi, kendini yeniden icat etmek ve hayatı dolu dolu yaşamak için asla geç olmadığını kanıtlıyor. Bu film, tutkuyu ve kararlılığı sinematik bir dilde anlatarak izleyicilerin kalbine dokunan eşsiz bir eser olmuştur.
